21 Şubat 2015 Cumartesi

Sokrates'in Savunması

                                                        Sokrates'in Savunması

                Yazılarımı hızlandırmak için okuduğum bir kitaptı itiraf ediyorum. Kütüphanemde gördüğüm en ince kitap olduğu için onu seçtim. Kitabı elime aldığımda aslında ince olmasının yanında bana getireceği büyük şeyler olacağını sezmiştim. Çünkü işin içinde Sokrates varsa her zaman bir şeyler öğretir insana, üstünden binlerce yıl geçmesine rağmen.

                 Sokrates'in öğrencisi Platon'un anlattığı ilk sayfalarda şöyle yazıyordu. '' Atinalılar, beni suçlayanların üzerinizdeki tesirini bilemiyorum, fakat bu adamların sözleri o kadar kandırıcı ki beni kendi hesabıma, onları dinlerken az daha kim olduğumu unutuyordum.'' diye girmişti ilk cümleye. İlk satırlardan Sokrates'in iftiraya uğradığını ve bu iftiraya karşı kendisini savunacağını anladığımda zevk verici ve sürükleyici bir metin olduğunu anlamıştım.
     
                 Sokrates'i  eğriyi doğru olarak gösteren kötü bir insan olarak suçlamışlar. Sokrates kendisine atılan iftiranın sebebini açıklarken adeta insanlık dersleri vermiştir. Savunmadan çok beğendiğim bir kesiti yazmak istedim. Atina'da olan bir alim ile konuşan Sokrates bilgisini parayla satan alime şöyle der: '' Ben de böyle bir bilgi sahibi olsam gerçekten gurur duyar, iftihar ederdim'' demiş.
Bilge olarak bilinen Sokrates aslında bilgisini parayla satan alime ders vermek istemiştir.
Sonrada Atinalılara seslenmiş ''Doğrusunu söylemek gerekirse benim böyle bir bilgim yoktur.''

         Sokrates'in düşmanlar edinmesinin sebebi Delphoi Tanrısı'nın Sokrates'den daha alim kimsenin olmadığını belirtmesidir. Sokrates ise düşünmüştür çünkü kendisinin böyle sonsuz bir bilgiye sahip olmadığını bildiği için Tanrının söylediğinin cevabını bulmak istemiştir. Tanrı'nın sözünü çürütmek için bilgisi herkes tarafından kabul edilen bir alime gitmiştir. Sokrates alimle konuşurken alimin gerçekte hiçbir bilgiye sahip olmadığını anlamıştır. Bunun üzerine alimin kendisini bilgin sandığını gerçekte böyle olmadığını anlatmaya çalışır ama bunu yaparken düşman kazanmış olur.  Sokrates bir kaç bilgi sahibi olduğu sanılan insanlara daha gider ve onlarında gerçekten bir bilgisi olmadığını anlar ama onlar bilgisiz olduklarını kabul etmezler. Sokrates Tanrı'nın ne demek istediğini anlar. Sokrates bir şey bilmediğini biliyordu ama diğerleri kendilerini her şeyi biliyor zannediyorlardı işte Sokrates bu yüzden herkesten daha bilgili birisiydi.

        Sokrates bu cevabı bulurken düşman edinmekten kaçınmamıştır. Çünkü insanlar gerçeklerle yüzleşmeyi sevmezler. Bunu yapan insanlara da kin beslerler. Sokrates'in çok beğendiğim bir sözünü daha paylaşmak istiyorum. '' Gördüm ki asıl cahiller, bilgilidir diye tanınmış olanlar! ''

       Sokrates savunmasını yapsa da beraat edememiştir. Bunun için hakimlere de yalvarmamıştır.
Sokrates içinde bulunduğu durumu şöyle özetlemiştir aslında ''Kötülük ölümden daha hızlı koşar. Ben yaşlı ve ağır olduğum için yavaş koşan ölüm bana yetişmiştir. Beni suçlayan kuvvetli düşmanlarıma hızlı koşan kötülük yetişmiştir. Şimdi huzurunuzda ben ölüm cezası alarak ayrılıyorum onlar da kötülük ve haksızlık cezasına çarptırılarak ayrılıyor. Ben cezama razıyım onlarda razı olsunlar. Bu kader belki böyle daha iyidir.''

      İnançsızlıkla suçlanan Sokrates'in son sözleri de şöyle olmuştur: '' Artık ayrılmak zamanı geldi. Ben ölüme gidiyorum siz de yaşamaya. Bunlardan hangisi daha iyi bunu ancak Tanrı bilir''
  
    Sokrates'in savunmasını okurken yıllar önce gerçekleşen kin, nefret, çekememezlik duygularından insanların hayatlarına son verilmesi, haksızlıklara uğraması günümüz dünyasında bile hala hüküm sürdüğünü gördüğümde bana kimse insanlığın geliştiğinden bahsetmesin. Ne zaman ki içimizdeki bizlere zarar veren içgüdüleri durdurursak işte o zaman bir adım atmışız demektir.

                                                                                                              Gökay YILDIRIM



      

3 yorum:

  1. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum Gökay Yıldırım. Üslubunuz oldukça sade ve akıcı. Devamlılığını dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Betül Yıldırım sizler için..

      Sil
  2. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum Gökay Yıldırım. Üslubunuz oldukça sade ve akıcı. Devamlılığını dilerim.

    YanıtlaSil