3 Eylül 2015 Perşembe

Beş Kitap Bir Arada

Beş Kitap Bir Arada
            Yazmaya başlayabildim uzun zaman sonra. Uzun zaman dediğime bakmayın bir ay kadar oldu. Bu süre içinde tam beş kitap daha okudum ancak yazamadım. Kısmet şimdi oldu, mesaime beş saat kala. Evet, Ramazan bayramından sonra işe başladım. Yeri geldi sekiz saat yeri geldi on iki saat çalıştım. Bu koşuşturmacada ne kitap okuyabildim ne de yazabildim. Ancak şimdi başlayabildim. Mesaime beş saat kala.
                                         
                                  1- Dönüşüm - FRANZ KAFKA
           
            Kafka. Kitap raflarında adını ve eserlerini çokça gördüğüm ancak bir türlü cesaret edip okuyamadığım yazar. Dönüşüm ile bir başlangıç yaptım Kafka’yı okumaya.
            
            Kitabın kahramanı Gregor, uyandığında kendisini böcek olarak buldu ve roman başladı. İlk sayfaları biraz sıkıcı gelse de devamında kitaba bağlandım. Kitabı bitirene kadar, hikâyedeki ince ayrıntıları, mesajları anlayamamış, hikâyeye odaklanmıştım. Kitabı bitirdiğimde, tüm mesajlar tek tek oturmaya başladı. Kafka bu romanıyla, belli bir düzene sıkışmış, rutini bozamayan aciz insanlığın tablosunu gözler önüne sermiş. Böcek olan Gregor’un odanın içinde sıkışmasını, odasının ona dar gelmesini, dışarı çıkmak istemesini, bir şeyleri değiştirmek istemesini hatta bunu denemesini ancak başarısız oluşunu, muhteşem bir betimlemeyle bizlere sunmuş. Kitabın sonunda da yine gerçekleri yazmış Kafka. Düzene ayak uyduramayanın bu sahneden kopartılıp atılmasını ve en yakınlarının dahi önüne bakıp hayatına devam ettiği gerçeğini tüm iğrençliğiyle çarptırmadan bizlere göstermiş.
            
              Siz yine de susmayın.

2- Olasılıksız- ADAM FAWER
           
          Film gibi sürükleyici dört yüz yetmiş sayfa. Olasılıksız önyargıyla baktığım bir kitaptı. Nedenini bilmiyorum, belkide sayfa sayısı yüzündendir. Ancak kitabı üç günde bitirdim. Bu benim için iyi bir süre. Kitabın içine tam anlamıyla girebilmeniz için, ilk yüz sayfasındaki karakter tanıtımlarını geçmeniz gerekiyor. Sürekli farklı karakterlerin bakış açısından anlatılan kitapta, ilerleyen sayfalarda karakterlerin yolları birbirleriyle kesişiyor. Yazar, Deneyleri, olasılık problemleri çözümlerini, farklı istatistikleri, kuram ve teorileri önümüze çözümleriyle koymuş ve daha önce bilmediğimiz çoğu bilgiyi bizimle paylaşmış. Bu bilgileri okumak, devamını öğrenmek için sayfayı çevirmeyi bir türlü bırakamadım. Bunun yanında kitabın içinde sürekli bir koşuşturmaca içindesiniz ve bu kaçış içinde kan ve ter kokusunu net bir şekilde alabiliyorsunuz.
            
          Olasılıksız, özellikle matematiğe ve fiziğe ilgisi olanlara değil, her kesimin ilgisini çekebilecek kuramlar, teoriler ve hesaplamalar içeriyor.
           
           O kadar çok esrarengiz olgunun nedenini buluyoruz ki, bir şeyin bilinemeyeceğine inanmakta zorlanıyoruz. Ama yine de bilinemeyen, bilinemeyecek diye bir şey var. O da karşımıza geçmiş sakin sakin işine bakıyor.       Henry Louis Menchen


3-İlk Yılların Ekmeği- HEİNRİCH BÖLL
            Kitabı ilk sayfasından son sayfasına kadar sıkılarak okudum. Küçük bir hikâye, karmaşıklık iç içeydi. Yüz on iki sayfalık kitabı ancak bir haftada bitirebildim. Yer yer hoşuma giden, sürükleyiciliği çok kısa bir an olsa bile arttıran yerler yok değildi. Ancak genel olarak sıkıcı bir kitap. Hikâye İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşamdaki sıkıntıları, insanların ekmek dahi bulmakta zorlanışlarını, savaşın iç yüzünü ve etkilerini anlatsa da hikâyeye hâkim olan bir aşk konusu var ve bu aşk konusu çokta başarılı olmamış.
            
                  Önerebileceğim bir kitap olmayacak İlk Yılların Ekmeği.

4- Ölü Ozanlar Derneği-KLEİNBAUM
            Filmi de çekilmiş olan bu kitap, gerçekten başarılı bir hikâyeye ve yazım diline sahip. Kitabın konusu yatılı olan özel okuldaki öğrencilerin, hocalarının geçmişteki yarattığı Ölü Ozanlar Derneğini tekrar canlandırmak istemesi ve bunu başarmaları. Derneğin amacı, belli gecelerde okuldan kaçarak yakınlarındaki mağarada toplanıp yazabildikleri, buldukları en güzel sözleri, şiirleri birbirlerine okumak ve eğlenmek. Eğlenirken de öğrenmek, özgürlüğü başkaldırışı, pes etmeyişi. Kitapta da şiirlere ve sözlere bolca yer verilmiş. Aralarından en güzellerini de paylaşacağım.

Bir yarın düşleriz hep, bir türlü bugüne kavuşmayan
Bir zafer düşleriz hep, aslında gerçekleşmesini istemediğimiz
Yeni bir gün düşleriz, yeni bir gün başlamışken bile
Kavgalardan kaçarız, uğruna dövüşmemiz gerekse de”
“… Bir kurtarıcı gelmesi için yalvarırız, ama bizim elimizdedir kurtulmak.
Ve biz hala uyuyoruz ve biz hala yakarıyoruz.”

 Bir çığlık atmak gerekir bazen, boğazın yırtılırcasına, acı verse de işte o çığlık senin özgürlüğündür.
G.YILDIRIM
           
5-Doğu’nun Limanları-AMİN MAALOUF
            Maalouf’u okumaya Semerkant la başladım. Yazar beni öyle etkilemiş olmalı ki kitap raflarında onun eserleri sürekli gözüme çarpıyor. Ben de kendi kendime bu eserleri teker teker okuyacağım dedim. Ve Doğu’nun Limanlarını aldım.
           
            Yazar hikâyeyi direnişte ünlenen adamın o yıllardaki yaşadıklarını ve anıları içeren bir kitap hazırlamış. Kitabın başında da belirtmiş “Benim değil bu hikâye, bir başkasının hayatını anlatıyor” diye. Kitap’a, adamla nasıl tanıştığını ve o nu nasıl ikna ettiğini anlattıktan sonra başlıyor. Perşembe sabahı diye başlıyor ve Pazar günü bitiyor.
            
              Tarih kokan hikâyede, anıların sahibinin özel hayatına da fazlasıyla girilmiş. Aşk hayatı, evliliği, çok uzun süre kaldığı akıl hastanesi yüzünden eşini, kızını görememesi ve sonunda çıkabildiği, daha da vurucusu hikâyenin bittiği gün yani Pazar günü eşiyle mektup aracılığıyla bir buluşma ayarlaması. Tekrardan eski günlere dönülebilecek mi, yoksa zamanın unutturma özelliğine mi yenilmişlerdi. Bunu okuyucuda yazarda bilmiyor.

           
               Amin Maalouf yine tarihten, o günkü yaşananları en ince ayrıntısına değinerek bizlere sunmuş. Sürükleyici, devamını merakla beklediğiniz, sizi hikâyeye bağlayan bunun yanında o yıllardaki yaşanan olayları, var olan kültürü, insanların düşüncelerini çok net bir dille bizlere sunmuş.