11 Şubat 2016 Perşembe

UÇURTMA AVCISI KHALED HOSSEINI
            
            Okurken bir kültüre ait güzellikleri, çirkinlikleri ve yaşanmışlıkları anlayabileceğimiz bu tür kitaplar her zaman kütüphanemdeki, baş köşedeki  yerini önceden ayırtmış olanlardır.

Uçurtma avcısı, ya da avcılarının hikayesi. Bu iki arkadaşın çocukluğundan, kocaman adam olduğu yaşa kadar anlatılan hikaye. Emir ve Hasan’ın hikayesi.
            
            Bu etkileyici dostluk, belkide çıkar ilişkisi okuyucuları derinden etkiliyor.
           
            Bu efendi, köle ilişkisi okuyucuları en derinden etkiliyor.
            
            Ve devamındaki gerçek dostluk tohumlarının yeşermesi en sert şekilde vuruculuğunu hissettiriyor.
            
            Yazar uçurtma avcılarının hayat hikayesini 375 sayfaya büyük ustalıkla, en etkili betimlemesiyle sığdırmış. Sıkılmadan okuduğum ve önerebileceğim kalitede bir öyküye sahip olan Uçurtma Avcısı anlayana insanlık dersleri de veriyor. Hikayenin kusursuz olmasının yanında olaylar adeta gerçek bir kültürü canlandırıyor. Afganistanda yaşayan hazara topluluğunun zamanında nasıl ezildiğinin ve eziyetler gördüğünün öyküsünü okuyor ve o an ki yaşanan insanlık ayıbına şahit oluyorsunuz.

Güzel hikaye

Güzel betimleme
            
           Geçte olsa gelen Güzel dostluk..
           
Geçmiş ile gelecek arasında sıkışıp kaldığımız “vakti” yaşamayı ihmal etmeyin. O vakit her zaman en kısa ve en hızlı geçen olacaktır.           
                                                                                                       

                                                                                              Gökay YILDIRIM

5 Şubat 2016 Cuma

KÜÇÜK PRENS

ANTOİNE de SAİNT- EXUPERY
           
             İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir diyordu üstüne basa basa küçük prens. Bana hediye olarak verilen bu kitabın sahibi, bana yüreğimle bakmayı öğretmişti. Sanki içeriğini biliyormuşcasına birde bu kitabı hediye etmiş bana.
           
             Masum ve saf olan çocukların bakış açısıyla, çıkar ve pislik çukuruna dönüşmüş dünyaya bir bakış ya da bir yorum getirmiş yazar. Çocukluğumuzdaki masumluğumuzu, saf ve temiz düşüncelerimizi anımsar gibi olmak bile güzel bir his veriyor. Bir anlık bile olsa. Çok önemsediğimiz görevlerimiz, vazgeçemediğimiz egomuz, hükmetme içgüdüsü çok saçma ve gereksiz geliyor küçük prense.
           
             Kitapta insanların ön yargılarına, yıkılamayan o katı düşüncelere çokça yer verilmiş. Birde “batı’nın “her zaman yaptığı gibi dışlama, ötekileştirme davranışlarının gerçek bir örneği verilmiş. Bu örnekte Türk gölbilimciyle ilgili olması ayrıca dikkatimi çeken bir nokta olmuştu.
            
             Anlamak ve yüzleşmek isteyene çok mesaj verebilecek olan küçük prens insanlığa okutulabilecek bir ders niteliğindedir. Ancak bu dersi almayacak pek çok  bilgili, kültürlü ve ben bilirimciler olacaktır. Hatta bunları saçmalık olarak göreceklerde çıkacaktır. Bu yüzdendir dünyanın saf bir çocuk kadar günahsız olamaması.
            
            Belkide küçük prens’te kendi dünyasına bu sebeple dönmüştür. Kim bilir?

           
 Bana yüreğimle, yüreğimden bakabilmeyi öğreten yürekli kadın’a sonsuza dek armağanım olsun.



                                                         Betül’le sonsuza dek ..

                                                                                                       
                                                                                                   Gökay YILDIRIM