28 Aralık 2015 Pazartesi

Kararan Gelecek (Pr proje için)

Kararan Gelecek
Uyanmıştı Umut yine her sabah olduğu gibi sıcacık yatağından. Derslerde gördüğü gibi uyanır uyanmaz yüzünü yıkayacaktı. Gözleri uykulu, öyle masumdu ki… Pürüzsüz ve hafif çilli yüzüne her sabah yaptığı gibi gözlerini açmadan su çarpmıştı. Bu seferki su  çamurlu, simsiyah ve bir o kadar da yeşilimsi tortu halinde gelmişti yüzüne. Pürüssüz, bembayaz ancak güzel ayrıntılar katan çillerle bütünleşen yüzünden çamurlu ve kirli su damlacıkları süzülüyordu. Korktu, canı yandı ve ağlamaya başladı Umut. Masum göz yaşları kirli suları temizlemek için çabalıyordu ancak yetersizdi. Gözlerini temizlemek çabasıyla havlulukta duran beyaz havluyu alıp bir ceylanın aslanın ağzındaki son çırpınışları gibi yüzünü silmeye başladı. Bembeyaz havlu kirlenmişti, hem çamurlu su yüzünden hem de insanlığın bencilliğinden. Yıkansa belki geçecekti çamurun kiri ancak insanlığın kiri çıkmayacaktı o havludan.  Umut’un annesi hızlıca yanına koştu yavrusunun çığlığını duyup. Annesi gördüklerine inanamamıştı, o parıl parıl parlayan gözlerindeki ışık, o gözlerdeki umut sönmüştü sanki. Parıl parıl parlayan kahverengi gözleri kıpkırmızıydı. Umut bağırıyordu “Anne, ışıkları aç, hiçbirşey göremiyorum!” diye. Evi bir telaş almıştı. Annesi heyecanla lambanın düğmesine bastığı anda ışıkların söndüğünü anlamıştı ve başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü.
Annesi küçük yavrusunu bağrına basarak kendi haykırışlarını içine bastırarak elektirikler gitmiş korkma yavrum demek zorunda kalmıştı.
Bir hışımla evden taksiye atlayıp hastane gittiklerinde gerekli tetkiklerin sonucundak acil odasındaki doktorların yüzündeki gülümseme, gözlerindeki ışık sönmüştü sanki. Umut’un annesi “Bir daha ışıklar açılmayacak Umut için.” dendiğinde yıkılmıştı oracıkta.
Yapılan tetkikler sonucunda Umut’un gözlerini kör eden kirli suyun içine floresan lambalarda yüksek miktarda bulunan civa karıştığı anlaşılmıştı. Gözüne yüksek miktarda civanın nüfuz etmesi sonucu gözleri %95 oranında görme kaybı yaşamıştı. Ayrıca çevredeki her evin sularında bu kirliliğe rastlandığı ve temizlenme işlemi yapılmaya başlandığı da yine birşeyler olduktan sonra işlere başlandığını kalın kalın kazıyordu tarihe.

Ve birden bir çığlık attı, hızlı nefes alarak açtı gözlerini Umut. Etrafına baktı, sıcacık yatağındaydı, gördüğü rüyadan olacak ellerini gözlerine götürdü ve etrafına ayrıntılı bir şekilde baktı. Yatağından kalktı, yüzünü yıkamaya gidecekti ancak girmedi lavobaya. Gördüğü kabustan çok etkilenmişti Umut. İçinde bir mutlulukla annesini uyandırmaya gitti ve kahvaltısını yaparken en sevdiği çizgi filmini izlerken unutmuştu yaşadıklarının hepsini.

Umut’un gördüğü rüya bizlerin gerçeği olabilir. Elektronik atıklar çöp değildir ve doğayı büyük ölçüde kirletmektedir. Bir florasan içinde bulunan civa tam tamına 30.000 litre suyu kullanılmaz hale getirmektedir.


Hepimiz el ele verip elektronik atıkların geri dönüşümüne destek olalım Umutlarımız,  sönmesin…

                                                                                                                   Gökay YILDIRIM

14 Aralık 2015 Pazartesi

Sil Baştan Ken Grımwood

Sil Baştan Ken Grımwood

Hırslarımız uğruna birşeyler yapmak, tırnak geçirmeye çalışmak bu dünyaya. Geç kalmış, hayatlar, pişmanlıklar. Geç kalmışların dilinde tek cümle yeniden dünyaya gelsem..

Hayatınızı tekrar, tekrar ve tekrar yaşamak zorunda kalsaydınız..

Yine de aynı hırslara yenik düşüp, gereksiz kavgalar içine girermiydiniz?


Ken GRIMWOOD sıradışı bir düşünce yapısıyla ele almış bu romanı. Herkesin istediği  başka bir yaşam hakkını,  gençliğine dönerek yaşayan Jeff Wintson’un neler yaptığını, zihninizin derinlerinde en etkili şekilde çırpınışlarına ve çaresizliğine şahit olacaksınız.

Okuduğum romanlar içinde en karmaşık olan ancak kendisine bağlayan bir kitap Sil Baştan. Yazar belkide hepimizin hayali olan gençliğimize dönmek düşüncesinin ete kemiğe bürünmüş halini gözler önüne seriyor. Ütopik gibi görünen bir düşüncenin gerçek olabilecek bir düşünce ile temellendirmesi ise yazarın  kaleminin gücünü gözler önüne seriyor. Okurken keyif alabileceğiniz, yeniden aynı günleri yaşarken, kazanacağınız avantajları kahramanımızın kullanması biz okuyuculara büyük bir zevk vermekte.


Okurken yer yer sıkıldığım ancak devamını büyük bir istekle okuyarak bitirdiğim kitap Sil Baştan özgün, değişik ve güçlü bir mesaj içeriği olan bir roman olmuş. Kahramanımız hayatını tekrar ve tekrar yaşarken zenginde oldu, ünlüde oldu. İnsanlığın,  kazanmak için gözünü hırs bürüdüğü çoğu şeyi elde eden kahramanımız her tekrarında ölümün hem tatlı hem acı tadını da yaşadı.


Herşeyin bir sonu, bitmek tükenmeyen bilmeyen hırslarımızın dahi sonu olduğunu tekrardan hatırlatarak daha güzel bir dünya için sonsuza dek tüm yüreğinizle çabalamanız ve dua etmeniz dileğimle.


Geç kalmayın, yaşanmamışlıklara, çünkü bu hayatın bir tekrarı daha yok.
                                                                      
                               
                                                                           Gökay YILDIRIM