Niçin Yaratıldı Şu İnsan?
Prof. Dr. Şener Dilek’in iki bin
dokuz da yazmış olduğu kitabıyla iki bin on beş yılında kitap fuarında
tesadüfen karşılaştım. Ailecek gittiğimiz fuarda annem ve babamın da
istekleriyle iki kitap aldık. Bir tanesi de şuan yazdığım bu kitaptı. Yazarın
kendisi de oradaydı hatta kitabın ilk kapağına imzasını da atmayı ihmal etmedi.
Kitap, kuşe kağıda basılmış ve
içeriğinin ağırlığını yansıtırcasına oldukça ağır bir kitap olmuş. Sayfaları
renkli ve çeşitli desenlerle çerçevelenerek okuyucunun kitaba bağlanması ve
sıkılmaması düşünülmüş.
İki bölümden oluşan kitabın birinci
bölümü ‘’hayatın gayesi’’ olarak adlandırılmış. Bu birinci bölümün içinde
insanın görevleri, yapması gerekenler ayet ve hadislerle pekiştirilerek
anlatılmış.
Birinci bölümde yazar kendi
yorumlarına da çokça yer vermiş. Kitabın başında özellikle gençlerin okumasını
istediğini belirten yazar, oldukça ağır ve eski kelimelerle cümlelerini
tamamlamış. Ben o bahsettiği genç okuyuculardan biri olarak ilk bölümün
yarısını anlamamış bulunmaktayım. Burada yazarı eleştirmemin nedenini bir
örnekle kanıtlamak istiyorum. ‘’Ulûhiyetin dergâhında acz ve za’fını,
istimdad lisanıyla; fakr ve hacatını tazarru’ ve dua lisanıyla ilan et ve abd
olduğunu göster’’ örnekten de anladığınız üzere oldukça ağır bir dil. Yazar
bu yaptığı yorumların ardından kısa hikâyelerle ile konuyu pekiştirmiş.
İkinci bölümün adını ise ‘’hayattan
kesitler’’ olarak almış yazar. Bu bölümde yazar başından geçenleri hikâye gibi
anlatmış.
Kitaba genel olarak bakacak olursak
içinde aslında çoğumuzun bildiği ama kimimizin uyguladığı kimimizin uygulamadığı
dini bilgiler ve yapılması gereken şeyler konu alınmış. İçinden ders alınacak hikâye
ve öyküler yazılmış. İnsanın neden var olduğunu kanıtlamaya yönelik çıkarımlar
yapılmış.
İnançsızlık hastalığına kapılmamanız dileğimle…
Gökay
YILDIRIM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder