22 Haziran 2015 Pazartesi

İnsan Ne İle Yaşar- Tolstoy

İnsan Ne İle Yaşar-Tolstoy
            Ramazan ayında okuduğum kitaplardan birisi de “İnsan Ne İle Yaşar”dı. Öyküdeki insanın ne ile yaşayacağı fikri beni pek ilgilendirmiyordu. Çünkü açtım. İnsanın ancak yemek ve su ile yaşayabileceğini tecrübe ettiğimiz bu mübarek ayda yaratıcıya sonsuz şükürlerimizi sunmamız gerektiğini de hatırladık.

Kitap okuma serüvenine yeni başladığımı hatırlatarak ilk defa Tolstoy’u okuyordum. İnsan Ne İle Yaşar? Kitabın içinde toplam dört hikâyeye yer verilmiş. Hepsi de birbirinden öğretici anlatımlar.

İlk hikâye olan İnsan ne ile yaşar sorusunun cevabını yukarıda da bahsettiğim gibi açken farklı tokken farklı cevapları olabilecek bir soru olarak düşünüyorum. Kitabı ilk elime aldığımda toktum. Bu soruya cevabım hiç düşünmeden sevgi olmuştu. Nitekim hikâyenin sonunda da karakter açıklamıştı. Şöyle demişti; “ Anladım ki insanlar kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de, hakikatte onları yaşatan tek şey sevgidir. Kim sevse, Allah’a yaklaşır; Allah da ona yaklaşır. Çünkü O, sevgiyi yaratandır”.

İkinci hikâyenin adı ise “Üç Soru”ydu. Bu hikâye de mükemmel sürükleyiciliğiyle ve sonundaki mesajıyla etkili vuruşunu yapıyordu. “… en önemli iş iyilik yapmaktır, çünkü insanın bu dünyaya gönderilmesinin tek sebebi budur.” demişti öykünün kahramanı. İyilik yapmak… Bu düşünceler var olduğu sürece kötülük, iyiliğin altında ezilmekten kurtulamayacaktır. İçinizde var olan kötülüğü beslememeniz dileğimle.

Bir diğer hikâyeye “İnsana Ne Kadar Toprak Gerekir?” adını vermişti yazar. Hikâyenin çiftçi olan kahramanına, muazzam büyüklükteki arsayı, çiftçinin kendisine yetecek kadarını gün batana kadar çevirmesi istenirse ne olur? Kural açık ve netti. Kahramanımız istediği kadar toprak alabilecekti ancak istediği toprağın sınırlarını yürüyerek belirleyecek ve güneş batmadan başladığı yere geri dönecekti. Güneş batar ve çiftçi başladığı yere gelemezse arsa için verdiği para yanacaktı. Arsayı çevirmek için yola çıktı kahraman. İlerleri, ilerledikçe daha fazla istedi. Artık çok uzaklaşmıştı. Geri dönmesi gerekiyordu çünkü vakit daralmıştı. Koştu, koştu ve koştu. Tam gün battığında vardığı başlangıç noktasında vefat etti. Köylü halkı yapılacak bir şeyin olmadığını görünce kazdılar iki metrelik bir çukur, yerleştirdiler kahramanımızı. Az önce sınırsız toprağı olması için çabalayan adam şimdi 2 metrelik çukurda idi. Özellikle hikâyenin özetini paylaştım çünkü şu an içinde yaşadığımız dünya bu hikâyeden ibaret. İnsanların yaşam amacı hırs, maddiyat ve dünyevi emeller.

Son hikâye Efendi ile Uşak’ ta ise dünyalık ne kadar iş yaparsanız yapın, dünyevi bir sonun bizleri beklediğine vurgu yapılmış.

İnsan ne ile yaşamaz biliyor musunuz?

Hırs, kötülük, bencillik…


Maddi olarak dünyada var olsa bile, Ruhunu öldürür.

 İnsanın içine bir kere karanlık girdimi bir daha çıkmaz. Karanlığa düşmemeniz dileğimle.  

                                                                                                          Gökay YILDIRIM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder