3 Mayıs 2015 Pazar

Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan

Sabahattin Ali – İçimizdeki Şeytan
           

            İçimizdeki şeytan adını vermişiz yüzleşemediğimiz terbiyesizliklerimize. İşlediğimiz günahlar, kırdığımız kalpler, düşündüğümüz kötülüklere içimizdeki şeytan adını vermişiz. Atmışız suçu omuzlarımızdan, üstümüzden. Düşünmemiş insanoğlu, içindeki şeytanı kendi beslediğini. Şeytanın varlığı insanın elindeydi oysaki.


Muhteşem betimleme, harika sürükleyicilik, kusursuz hikâye. Bu üç özellik birleşince ortaya İçimizdeki Şeytan kitabı çıkmış. Zevk alarak okuduğum bir roman olarak kütüphanemdeki ve bloğumdaki yerini baş sıralar da almayı fazlasıyla hak etti.


Ömer ve Macide’nin aşkı, günlerce dilimden düşmedi. Aşk romanı okumayı sevmediğim halde, beğenilerimi yeniden sorgulamama sebep olan bir kitap İçimizdeki Şeytan. Beni uzun süreden beri gerçekten duygulandıran bir aşk hikâyesi.  

Bu aşkın sonunun mutlu sonla bitebilme umudum, kitabın sayfalarını teker teker çevirirken azalıyordu. Nitekim de öyle oldu. Macide ile tanıştıktan sonra içindeki şeytanı yok etmeye çalışan Ömer ne yazık ki bunu başaramıyordu. Ömer in yakasına yapışan bu şeytan aslında Ömer in tembelliği, kendi içinde bastırmaya çalışsa da paraya karşı olan müthiş zaafı, biraz eğlenceye düşkünlüğü ve hayatındaki arkadaşlarının farklı şeytanlara sahip olmasıydı.

Ömer bu şeytanın onu daha büyük bataklıklara çektiğini anladığında bu aşkı da bitirmesi gerektiğini anlamıştı. Macide’yi de sürüklememek için son verdi bu aşk oyununa.


Ömer in sözleri şöyle oldu; “İsteyip istemediğim doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Hâlbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması… İçimizde aciz var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…”


            İçimizde şeytan yok. İçimizde yaptıklarımızı kendimize itiraf edemeyen bir korkak var. Her insanın kaçış noktası aynı. “ İçimizdeki Şeytan” 


                                                                                                             Gökay Yıldırım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder