Sabahattin Ali – İçimizdeki
Şeytan
İçimizdeki şeytan adını vermişiz
yüzleşemediğimiz terbiyesizliklerimize. İşlediğimiz günahlar, kırdığımız
kalpler, düşündüğümüz kötülüklere içimizdeki şeytan adını vermişiz. Atmışız
suçu omuzlarımızdan, üstümüzden. Düşünmemiş insanoğlu, içindeki şeytanı kendi beslediğini.
Şeytanın varlığı insanın elindeydi oysaki.
Muhteşem betimleme, harika sürükleyicilik, kusursuz hikâye.
Bu üç özellik birleşince ortaya İçimizdeki Şeytan kitabı çıkmış. Zevk alarak
okuduğum bir roman olarak kütüphanemdeki ve bloğumdaki yerini baş sıralar da almayı
fazlasıyla hak etti.
Ömer ve Macide’nin aşkı, günlerce dilimden düşmedi. Aşk
romanı okumayı sevmediğim halde, beğenilerimi yeniden sorgulamama sebep olan
bir kitap İçimizdeki Şeytan. Beni uzun süreden beri gerçekten duygulandıran bir
aşk hikâyesi.
Bu aşkın sonunun mutlu sonla bitebilme umudum, kitabın
sayfalarını teker teker çevirirken azalıyordu. Nitekim de öyle oldu. Macide ile
tanıştıktan sonra içindeki şeytanı yok etmeye çalışan Ömer ne yazık ki bunu
başaramıyordu. Ömer in yakasına yapışan bu şeytan aslında Ömer in tembelliği,
kendi içinde bastırmaya çalışsa da paraya karşı olan müthiş zaafı, biraz
eğlenceye düşkünlüğü ve hayatındaki arkadaşlarının farklı şeytanlara sahip olmasıydı.
Ömer bu şeytanın onu daha büyük bataklıklara çektiğini
anladığında bu aşkı da bitirmesi gerektiğini anlamıştı. Macide’yi de
sürüklememek için son verdi bu aşk oyununa.
Ömer in sözleri şöyle oldu; “İsteyip istemediğim doğru dürüst
bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi
söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum,
müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve
kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir
mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Hâlbuki ne şeytanı
azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması… İçimizde
aciz var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha
korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…”
İçimizde
şeytan yok. İçimizde yaptıklarımızı kendimize itiraf edemeyen bir korkak var.
Her insanın kaçış noktası aynı. “ İçimizdeki Şeytan”
Gökay Yıldırım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder